USTMENU
  Midin: Turabdinde Şirin Bir Köy - 28.2.2008

 

Süryanice kökenli bir isim olan ''Midin'', Turoyo lehçesinde ''düzlük'' anlamına gelen ''mayden'' sözcüğünden türeme. Hala Süryanilerin yaşadığı Turabdin'in canlı köylerinden birisidir. Basibrin (Haberli) Köyü ile Bethzabday (İdil)'in ortasındaki güzel bir düzlükte bulunmakta. Eskiden Süryani köyleri olan Hedel, Bashok, Tamarzah, Zinavrah, Araban köyleriyle çevrelenmektedir. Midyat ve Cizre'ye 50 km uzaklıktadır. Kuzeydoğusunda, Gabar ve Cudi dağlarının silsilesi yükselir. Güneyinde ise, Suriye ovaları başlar. Verimli tarlalar ve bereketli bağlarla çevrilidir. Bu bağlardan her yıl 100 tona yakın kuru üzüm satar. Yetiştirdiği evcil hayvanların otlağı olan semiz çimenleri, çayırları ve ortasında bulunan ''ravmo'' göleti, doğal güzelliğine güzellik katmaktadır. Çevresinde beyazımsı kayalarda kazılmış derin ve büyük kuyular var. Her biri, köydeki bir kabilenin ismini taşımaktadır.

Köyün hemen doğu kıyısında bir vadi var. Esfes Köyüne kadar uzanan ve ''cehennem deresi'' ismiyle bilinen bu vadi, mağaralarlaı ve şekillenmiş kayalarıyla, mitolojik özelliklere sahip. Taşlaşmış doğal görüntüsü, insanı, hayrete sürüklüyor. Söylenceye göre, vadinin tepesini baştan başa çevreleyen ve insanları andıran o siyah bazalt kayalar, köyün bir düğününde halay tutmuş insanların taşlaşan şekliymiş. Düğün sahibinden ekmek isteyip de alamayan yoksul bir  kadının bedduası sonucunda, insanlıklarından soyutlanarak taş kesilmişler. Vadinin aşağısında, basamak şeklinde üst üste istiflenmiş ve ''şıllıket'' diye bilinen hamur yaprağı görünümündeki o kayalıklar, sözde  ''sac'' veya  ''yufka'' ekmeğinin taşlaşmış şeklidir. Zaten ''şıllık'' yufka anlamını vermektedir. Vadinin güney yamacında, ''dahole'' yani ''davul'' ismiyle bilinen iri yarı bir kaya var.

 Halk, bu efsane ile ilgili bu inanışını sürdüre dursun, bilim adamları, bu ilginç kayaların güzelliği , 6-7 bin yıl önce gerçekleşen aktif bir volkan sonucunda oluştuğunu ileri sürerler. Gerçekten o kayalar insan şeklini almış durağan tipleriyle, volkanik özellikler  taşımaktadır.

Sözkonusu vadinin doğu yamacında da, harabe olan ve ''siyah manastır'' anlamına gelen ''deraraş'' ismiyle bilinen, büyük bir manastır var. Aziz Mor Zohe'nin ''yaşam öyküsünde'' geçtiği üzere,  köyün 2 km uzaklığında bulunan bu manastırda bir ara 120 rahip vardı.  Şeytanın çekici aldatmacalarına kanarak, günaha giren bu rahipler, bu azizin ruhsal öğütleriyle tekrar eski yaşamlarına dönmüşlerdi. Köylüler, son yıllara kadar, bu manastırdaki çeşmeden -kullanımları için- su getirirlerdi.

Vadideki o ilginç mağarlar arasında, büyük bir mağara var ki, halk arasında ''gelin-güvey'' mağarası ismiyle anılmaktadır. Birbirini kaçıran sevdalıların dini nikahları bu mağarada kılınırdı. İlginç yerlerden birisi de, ''natfo'' diye bilinen koyuktur. Sert ve siyah kayalarda oluşmuş bu derin koyuk, kayadan damlanan suları biriktiriyor. Kuraklığın yörede kol gezdiği dönemlerde, sabaha kadar dolsun diye köylüler gece yarısı kova, testi vb eşyalarını -sıra ile- bu koyuktaki damlacıkların  altına koyarlardı. Bozulma tehlikesine karşı peynir ve tereyağı gibi besinlerin korunması için köylüler tarafından hala -bir soğutucu şeklinde- kullanılmaktadır.          

  Köydeki büyüklerden ve köy kilisesindeki kitaplardan anlaşıldığına göre, değişik köy ve yerlerden gelen 20-25 kabile tarafından inşa edilmiştir Midin. Kabilelerden bazıları şunlardır: Hapisnas köyünden gelen  Maravgiye, Şemunkiye, Haydokiye, Şarbatkiye, Ğbokiye, Hamamkiye, Aşokiye ve Şumelkiye. Bashok'tan gelen Shokokiye, Palo'dan gelen Sanatkarlar veya Haddadlar, Araban'dan gelen Fanokiye, Zaz köyünden gelen Beth Adde  ve Saydokiye, Bote Köyünden gelen Kavşokiye vb. Köy kilisesinde bulunan ve 1868'de yazılan Süryanice İncil'in arka sayfalarında bulunan yazı, bu savı kanıtlar niteliktedir. Sözkonusu yazının içeriği şöyledir: ''.....  zülmünden kaçarak buraya gelen ilk babalarımızın isimlerini yazıyoruz. Müsülman olmayı red ettikleri için, gelip Midin köyüne yerleşerek, Aziz Mor Yakup kilisesinin inşaatında katkıları olur. Birincisi Papaz Ahrun ve Papaz Saliba'dır. İleri gelenleri ise Maravgi, Gevergis ve Bashoklu Şemun'dur.'

1914'te gerçekleşen seyfonun acılı günlerinde, Midin'de yaklaşık 500 Süryani aile barınmaktaydı. Yöredeki diğer Hıristiyan köyler gibi, Midin de, İsa Mesih'in imanı uğrunda çok şehit verdi. Sivri ''seyfo''nun ve ölümün gizli gölgesi Esfes köyü ve çevresinde kol gezerken, Midinliler, kendilerine de ulaşabileceğine bir türlü inanmak istemediler. Hazırlıksız bir şekilde aniden yakalanınca, kaçabilenler binbir zorluk ve güçlükle canlarını kurtarabildiler. O tarihlerde köylüler, Basibrin, Bethzabday, Zinavrah ve Keferze gibi çevre köylere dağılıp, Midin, tamamıyla insanlardan boşalmıştı. Bazıları, Suriye, İsrail ve İrak'a kaçmıştı. Oradan da, Amerika'ya Kanada'ya, Brezilya'ya ve Arjantin'e kadar, dünyanın dört bir yanına dağıldılar. Turabdin'de kalabilenlerse, ancak yedi yıl sonra, köyleri Midin'e dönebildiler. Son yıllarda Turabdin'de kronikleşen göç dalgasında da, diğer Süryaniler gibi, bu köyün bazı insanları da göçe sığınarak Avrupa ülkelerine yerleşti. Bunun bir sonucu olarak şu anda, Midin ve Turabdin'in özlemiyle yanıp tutuşan 600'a yakın Midinli aile, diasporada yaşamaktadır. 

120 yıl öncesine kadar, Midinli Süryaniler, çeşitli nedenlerden ötürü, günlük konuşma dili olarak Kürtçeyi kullanmaktaydılar. Köyün ruhanileri Papaz Mirza ve Papaz Zeytun'un gayretleri ve girişimleri sonucunda, yavaş yavaş tekrar anadillerini -Süryaniceyi- öğrenmeye başladılar. Ancak kullandıkları ''Turoyo'' ağzında Kürtçenin izleri ve etkisi hala görülmektedir.

Turabdin'in en büyük köyü olarak, bugün 250 kişiden oluşan 50 Süryani aile barındırmaktadır. Bunların 30 - 35'i gençtır. İncili şemmas (diyakos) İsa Tezel'in yardımlarıyla, köyün ruhsal hizmetlerini sayın Abuna Papaz Melke Tok yürütmektedir. Devlet nezdindeki resmi işlerini de, köy heyetiyle birlikte Muhtar sayın Circis Tolunay takip etmektedir. Melfono Lahdo Barınç'ın özeniyle kızlı-erkeklı 50'ye yakın köy çocuğu kilisede ilahi ve dualarını öğrenmektedir. Turabdin'in diğer köyleri gibi, Midin'de de, büyük-küçük kiliseler var. Harabe olmayan ve hala ayakta olan kiliseler şunlardır: Şu anda ibadethane olarak kullanılan Mor Yakup Kilisesi, Mor Yuhanun, Mor Zohe, Mor Abhay, Mor Sobo ve köy mezarlığını da içinde bulunduran Meryemana Kilisesi.

Son yıllarda köyün altyapısı ve köyün yaşam koşulları -bölge şartlarına göre- olumlu yönde gelişme gösterdi. Elektrik ve  telefonun yanısıra, köyde açılmış iki sondaj kuyusundan -yeraltında döşenen borularla-  bütün evlere çekilen su, kadınlar başta olmak üzere, bütün köylüleri rahatlattı. Suyun çoğalmasıyla, köyde sebze ve yeşillik yetiştirilmeye başlandı. Sondaj kuyuları hariç, köyde yaşanan bu son gelişmelerde ''Turabdin Dostları'' nın katkısı takdire şayandır.

Son olarak, halkını, kilisesini ve dilini seven her Süryaniden isteğim şudur: Sesini benimle birlikte yükselterek, ''Rab, Turabdin'deki bütün köy, manastır ve kiliselerle birlikte, Midin köyünden de esenliğini esirgemesin'' desin. Rab sevgisiyle halkımızın dağınıklığını toplayarak dikkatini, yönünü ve yüreğini, atalarımızın kanıyla sulanmış bulunan bu kutsal topraklara çevirsin.

 

 

Lahdo Gello Barınç

       Midin (Öğündük) Köyü

   

MANASTIR

 
VAKIF

MANASTIR

 

METROPOLİTLİK

PATRİK

GÜNCEL-MALİ B.

 

İLETİŞİM
Deyrulzafaran Manastırı -
Mardin / Türkiye
Tel: +90 482 208 10 61- 62
Faks: +90 482 208 10 63
E-Mail:
info@deyrulzafaran.org
Tasarım : Faruk Güneş
Bu site ; Mardin Süryani Kadim Deyrulzafaran Manastırı ve Kiliseleri Vakfı Resmi Tanıtım Sitesidir. Başka kurum ve kuruluşların görüş ve fikirlerini yansıtmaz.